NOKTA.
ERDEM NOYAN
Evet sevgili okuyucular, bütün siyasiler tarafından son dönem ilgi ile izlenen ancak, zaman
zaman zikzaklar çizerek parti değiştiren, bir ara parti kurma çalışmaları da yapan, ancak
bunun mümkün olamayacağını görerek kendi liderliğinde parti de kuran Türk siyasetinin en
renkli isimlerinden biri olan Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün son dönemlerde birçok
siyasetçilere örnek olacak davranışından bahsetmek istiyorum
Sevgili okuyucular siyasi hayatında, partilerden partilere transfer olan, aynı zamanda partiler
kuran bir siyasetçi olan Mustafa Sarıgül bir şeyden hiç ödün vermedi, Sosyal Demokratlık ve
koyu bir CHP’li olmaktan taviz vermedi. Parti içinde gidişatı beğenmedi, her dönem partisini
ve liderini eleştirdi, içi kan ağladı bu sıkıntılarını meydanlarda, ekranlarda ve basının
karşısında açmadı, çünkü Erdal İnönü ve Ecevit gibi liderlerden siyasi sadakat ve nezaket dersi
almış idi. Savaşını hep parti içinde verdi ve orada kaldı. Ama hiçbir zaman Atatürk ilkelerine
bağlılığı ve bir CHP’li olduğunu unutmadı.
İşte bugün bu siyasetçiyi ve son günlerde taktir gördüğü tutumu anlatmaya çalışacağım
sizlere, kendisini Erdal İnönü’nün liderliğini yaptığı SHP dönemlerinden tanırım mert, sözünü
esirgemeyen ama partisine laf söyletmeyen hele Atatürk ve CHP konu oldu mu heyecanından
yerinde duramayan bir siyasetçi olarak tanıdım.
Sevgili okuyucular siyasete CHP Şişli İlçesi gençlik kollarında başladı.1987 yılında Türk
siyasetinin en genç politikacısı olarak, Erdal İnönü nün genel başkanlığını yaptığı SHP ‘den
parlamentoya girdi. Çok renkli bir kişiliğe sahip olan ve Türk Siyasetinin olgunluğa ulaşmış
isimlerinden birisi olan Mustafa Sarıgül’ün içinden hiçbir zaman CHP’liliğini atamadığını
biliyorum. Bu nedenle 50 yıla sığdırdığı siyasi hayatında çeşitli partilerde görev yaptı, Siyasi
parti kurma çalışmalarında bulundu ve partiler kurdu ama gene o içindeki CHP’lilik sona
ermemiş ki dönüp dolaşıp esas yuvası olan CHP’ye döndü geldi, ama öyle bir geliş oldu ki,
sorgusuz sualsiz kurduğu Türkiye Değişim partisiyle beraber CHP ‘ye katıldı.
Buda yetmedi CHP’nin Erzincan’da hiç vekil çıkaramadığı bir anda Erzincan’dan CHP adayı
olarak girdiği 14 Mayıs seçimlerinden Partisini zaferle çıkartarak, tam 36 yıl sonra 28 dönem
Milletvekili olarak yeniden Meclise girdi. Bu giriş öyle böyle bir giriş değildi. Meclis Genel
Kurul sıraları çoktan klasik sıralardan kurtulmuş, çok pahalı Ceylan derileriyle kaplı, yeni
koltuk ve teknolojiyle donatılmıştı, ayrıca Parlamentoda iki parti dışında yepyeni partiler
oluşmuş ve Meclise girmişti. Tarihe mal olmuş iki parti ise birisi 100 yıllık CHP, öteki ise
Alparslan Türkeş’in kurduğu MHP idi.
Sarıgül biraz, şakın, biraz heyecan ve birazda yabancılık çekerek hemen sıralara alışı verdi.
Ben size Erzincan Milletvekilinin çok daha başka özelliklerinden de bahsetmek isterim, ama
bu sütunlara sığmaz. Ancak CHP’ye son gelişi ve bu partiden Erzincan Milletvekili olarak
Meclise girmesiyle beraber onda olan değişimden, belki değişimde dememek lazım, vefa
duygusundan bahsetmek istiyorum, özellikle son aylarda, yani seçimden sonra CHP’de
meydana gelen vefasızlıklardan bahsetmek ve yeni CHP’li Mustafa Sarıgül’ün bu vefasızlıklar
karşısında takındığı tutum ve her kesimin, iktidar ve muhalefet demeden partililerinin bile
taktirini alan tutumundan bahsetmek istiyorum.
Sevgili okuyucular vefa ve sadakat özellikle siyasette bu dönem aranır olmuş durumda, işte
bu nedenle bugün Sarıgül’ün bu konudaki tutumlarını sütunlarıma taşımak istedim. İki seçim
atlattık ikisinde de oylarını artırarak çıkan ama seçimleri kaybeden CHP’de ki vefasızları,
üstelik bunlar yılların tecrübeli ve son dakikaya kadar CHP sıralarında ve lideri Kemal
Kılıçdaroğlu’nun hemen yanında oturan, ama partisine ve liderine karşı vefasızca harekete
geçen siyasetçilere karşı dik duruş gösteren Sarıgül’ü sizlere anlatmak istedim
Gerçekten de Mustafa Sarıgül dere geçerken at değiştirmenin, hele çok yaklaşan yerel
seçimler aşamasında parti içinde çıkan başı bozukluk, liderine karşı baş kaldırmayı partiye
zarar verecek düşüncesiyle, her ortamda uyarı yapmaktan kaçınmayan bir siyasetçi profili
çiziyor Mustafa Sarıgül. Her ortamda CHP’lilere haykırıyor, “yapmayın etmeyin” diye. Yine
haykırıyor “ben partime ve liderime bağlıyım” diyor. Halbuki 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde
yapılan seçimlerin hemen sonunda CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Partisi yenilgi
alınca bunu fırsat bilen CHP’liler, üstelik son dakikaya kadar liderlerini 13 Cumhurbaşkanı
olarak lanse eden ve elleri patlayıncaya kadar alkışlayan ama seçim ertesi hemen karşı saflara
geçerek birdenbire isyan bayrağını açanlara karşı idi Sarıgül’ün isyanı.
Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün bir başka isyanı ise, düne kadar Kılıçdaroğlu’nun
hemen yan koltuğunda oturan ve iktidara her an esip gürleyen o, 7 dönem, 6 ve 5 dönemlik
vekiller ve yöneticiler var ya, işte onlara isyan ediyordu Mustafa Sarıgül. Ben Sarıgül’cü filan
değilim SHP dönemlerinden itibaren tanıdığım bir siyasetçi o kadar, belki bu süre içinde bir
kez bir araya gelip yemek yemişliğimde yoktur, ancak son günlerde yeni katıldığı, ancak
damarlarından CHP kanı dolaştığını haykıran, şimdilerdeki CHP’li Mustafa Sarıgül’ün
tutumundan bahsetmek istedim.
Sevgili okuyucular Sarıgül’ün CHP ve Liderine bağlılığı konusunda son günlerde takındığı tavır,
inanın iktidar partisi ve muhalefet partililer tarafından da taktir görüyor. Bizzat buna ben
şahit oldum, son günlerde Parlamento’da görüştüğüm bazı muhalefet ve iktidar partisi
mensupları ve vekilleri Mustafa Sarıgül’ün Partisine ve Liderine bağlılığını ne olursa olsun
taktir ettiklerini söylediler. Bende bugün bu vefa duygusunu köşeme taşıdım. Mustafa
Sarıgül’ün bu tutum ve davranışı ümit ederim erken ve zamansız baş kaldıran CHP’lilere ders
olur. Benden bugünlük bu kadar.
