CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, seçimlerin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Seçim sürecine dair değerlendirmede bulunan Öncü, basın mensuplarının da sorularını cevapladı. Hep beraber bir seçim maratonu yaşadıklarını ifade eden Öncü, “Neden büyükşehire talip olduğumuzu seçim süreci boyunca uzun uzun anlattık. Samsun'da ihmal edilen sosyal belediyeciliğe, Samsunlunun en hayati, insani ihtiyacı olan suyu ticari bir ürün olarak kullanmasına, ulaşım ve ulaştırma sorunları gibi artırabileceğimiz problemleri çözüme kavuşturmak üzere sahaya çıktık. Yani bir şeylere itiraz ettik. Biz bunun daha iyisini yaparız. Samsun bunu hak etmiyor. Samsun 40-45.sıralarda kalmamalı. Biz bunu hep birlikte meslek odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, toplum dinamikleriyle değiştirebiliriz inancıyla sahaya çıktık” dedi.
‘ÇOK YOĞUN BİR TEMPOYLA ÇALIŞTIK’
Kampanya döneminde ilçe ilçe, mahalle mahalle gezdiklerini dile getiren Cevat Öncü, “Dokunabildiğimiz kadar insana dokunmaya, gidebildiğimiz kadar ilçeye, mahalleye gitmeye çalıştık. Çok yoğun bir tempoyla çalıştık. Sizler de bunları gözlemlediniz.Sizi de yorduk. Adrenalini yüksek tempo beni mutlu etti diyebilirim.Bu süreçte projelerimizi anlattık” ifadelerini kullandı.
BİRİ HARİÇ TÜM ADAYLARA ‘KIYMETLİ RAKİPLERİM’ DEDİM
Seçim süreç boyunca herkesin kendini anlatmaya çalıştığını belirten Cevat Öncü şunları söyledi:
“Siz de takip ettiniz, ben rakiplerime hep ‘kıymetli rakiplerim’ diye hitap ettim. Süreci bir nezaket çerçevesinde yürütüyorduk. Ta ki son ayda yapılan dezenformasyon ve bu sipariş anketler, yalanlar, iftiralar, gerçek dışı söylemlere kadar. Sonra ben yine tüm adaylara ‘kıymetli rakiplerim’ diye hitap etmeye devam ettim. Biri hariç onu kenara bıraktım. O kendini biliyor, siz de biliyorsunuz. Çünkü etik kurallar çerçevesinde bir kampanya yürütmemeye başladı. Biz Samsun'da bu seçimin muhalefet blokunun birleşmediği sürece kazanılmasının zor olduğunu biliyorduk. Yola çıkarken biliyorduk. Samsun'un demografik yapısını, siyasi tercihlerini biliyorduk. Ama şuna da inanıyorduk. Samsun'un nasıl ki 1989'da Muzaffer Önder'i göreve getirirken, nasıl ki 1999'da Yusuf Ziya Yılmaz tercihini yaparken partilerden ayrı tercihler de yapabilme kabiliyeti vardı. Buna olan inançla yola çıktık.Tabi ki muhalefet bloğunun birleşmemesi, birlikte hareket etmemesi, parti üst yönetimlerinin aldığı tercihle bizim yönetebileceğimiz, sizin dahil olabileceğiniz bir şey değildi.”
‘RAKİPLERİME ÇAĞRIM YANITSIZ KALDI’
Rakiplerine kampanya sürecinde çağrıda bulunduğunu da hatırlatan Öncü, “O anket manipülasyonları olunca biz de dedik ki ‘bu doğru değil, buna itirazımız var.’ ‘Anlaşacağımız daha güvenilir anket firmalarına anket yaptıralım. İddianız buysa, eğer dediğiniz gibi ise ben yarıştan çekilebilirim.Değilse siz çekilecek misiniz?’ diye sordum. Daha sonra ‘gelin bunları da televizyonda tartışalım’ dedim ve başka bir şey daha söyledim.Tüm rakiplerimi Samsun halkının önünde kente dair düşüncelerimizi, yapılanı yapılamayanı, projeleri tartışmaya defalarca davet ettim.Bunlar da karşılık bulmadı. Ona da saygı duymak lazım” diye konuştu.
‘KIRGINIM, KÜSKÜNÜM, GÖNÜL KOYUYORUM’
“Sahte, çakma anket operasyonu bizden bir şey götürdü” diyen Cevat Öncü şöyle konuştu:
“Ona vaktinde bir reaksiyon veremedik.Gerçek anketlerle son 10 günde anket yasağına yakalandık. İkinci gösterildiğimiz anketleri yayınlamak çok da doğru gelmedi. Velhasıl orada bir eksik kaldık. Onun bir bedeli oldu bize. Nasıl oldu? Yani o rakip adayın çok başarılı olduğundan değil, o anket manipülasyonuyla, yüksek bütçelerle hareket etmesinden dolayı Türkiye genelinde yüzde 3-4'te kalmış bir parti, burada 14 aldı. Şunu belirtmek isterim ki yani her partinin aday göstermek, her insanın aday olmak gibi hakkı, şansı var. Ama kampanyayı kendi nezaket kuralları içerisinde götürmek gerekiyordu. Onu yapmadılar. O konuda kırgınım, küskünüm. Böyle seçim süreçlerinde rakipler birbiriyle siyaseten yarışır, eleştirir. Ama bunun dozu, ölçüsü olmalı. Bunun bir ayarı olmalı.”
‘KAYBETTİRMEYE OYNUYORSUNUZ’ DEDİM
İYİ Parti adayını kamuoyunun vicdanına havale eden Öncü, “Böyle seçimden seçime Samsun'a gelip de ondan sonra kaybolup bir dahaki seçim yine gelip birkaç puan fazla alabilmek için ‘kural dışı yumruk atmak’ diyorum ben buna. Bu nedenle, bu rakibimi affetmiyorum. Affetmiyorum da ne yapıyorum?Gönül koyuyorum. Samsunlulara şikayet ediyorum. Göz göre göre ben söyledim, ‘kaybettirmeye oynuyorsunuz’ dedim. Kendi oyununuzu isteyebilirsiniz, alabilirsiniz ama asla olmayan eylem ve söylemlerle, asla olmayan anketlerle yaptığımız algı operasyonuyla bunu yapmak doğru değildi.Herkesi vicdanına, Samsun kamuoyuna bu anlamda havale ediyorum” dedi.
‘SAMSUNLULUK, SAMSUNCULUK RUHU BİZİM İÇİMİZDE VAR’
CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, “Büyükşehir Belediye Başkanımız başta olmak üzere göreve seçilen ilçe belediye başkanlarımıza, meclis üyelerimize, muhtarlarımıza başarı diliyorum. Ben dün Halit Bey'i de aradım, kutladım. ‘31 Mart'a kadar benim kıymetli rakibimdiniz. Bundan sonra sayın başkansınız, başarılar diliyorum’ dedim. Bundan sonraki süreci de takip edeceğiz. Biz Samsun için düşünmeye, üretmeye, çabalamaya devam edeceğiz. Yani bunu siyaseten algılamayın. Samsunluluk, Samsunculuk ruhu bizim içimizde var. Bundan sonraki süreçte Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Samsun'umuzu ilgilendiren, kamu yararına olan olmayan, Samsun'u ileriye taşıyacak, duraklatacak her türlü aksiyonda bizim de söyleyecek sözümüz olacak” diye konuştu.
GAZETECİLERİN ‘İYİ PARTİ’DEN ADAY OLMAK İSTEDİNİZ Mİ?’ SORUSUNA CEVAP VERDİ
Cevat Öncü, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ‘İYİ Parti’den aday olmak istediğiniz yönünde açıklamalar oldu, bu doğru mu?’ sorusuna Öncü şu cevabı verdi:
“Biraz önce söylediğim gibi son derece etik kurallara bağlı ve nezaketle, naiflikle götürmeye çalıştığım için sorduğunuz sorunun muhatabı İYİ Parti adayıyla aramızdaki yazışma cebimde duruyor.Asla doğru değil. Söylediği, o işin doğrusu şu. İttifak olacak mı olmayacak mı daha ayrışma olmadan,kendisine bir iş insanı ortak dostumuz, ‘ Cevat Öncü CHP’nin adayı olacak, olmayı düşünüyor. İYİ Parti ile ittifak varsa buna itiraz etmezsin’ dedi. Sonraki dönemde İYİ Parti'nin adayı hanımefendi, o arkadaşımızı, abimizi arıyor ve diyor ki, ‘Olay kopmuş, her parti kendi girecek.İttifak falan söz konusu değil. Cevat abi doğru isim. Bizim partiden aday yapılması konusunda ben girişimde bulundum’ diyor. Ben de bunu duyunca kendisine mesaj yazıyorum. Mesajda, ‘Sevgili kardeşim teşekkür ederim. Ama ben atadan dededen Cumhuriyet Halk Partili bir insanım ve benim Cumhuriyet Halk Partisi dışında bir partiden adaylığım söz konusu olamaz. Yeni seçim yaşamış birisi olarak senin seçim tecrübelerini paylaşmak isterim’ diyorum. 4 Ekim’deki bu mesaj cebimde duruyor. Kendisinin, kendi kendine gelin güvey olup beni oradan aday önermesinin karşılığında benim verdiğim cevap bu net şekilde. Bunca yalana, bunca iftiraya rağmen bu konunun aslı budur.”
