NOKTA.
ERDEM NOYAN
Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş davranışları ile siyaseti bile solladı. Gerçekten de Türk toplumuna
örnek olması gereken Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş, göreve geldiği günden beri davranışları ve
konuşmaları ile sürekli gündemde olmaya devam ediyor.
Burada anlamadığım, bizim için çok kutsal olan ve saygı duyulan din adamlarının bazı şaibeli işlere
karışmaları ve şatafatlı yaşam tarzları gerçekten yüzde 95’i Müslüman olan ülkemizde şaşkınlıkla
karşılanır durumda.
Hatırlıyorum çocukluk yıllarımda babamız bizlerin ellerinden tutar Cuma ve bayram namazlarına
götürürdü. O gün bizim için önemli gün kabul edilirdi, en şık ve temiz kıyafetlerimizi giyer
bulunduğumuz şehir camilerindeki saflarda yerimizi alırdık.
O kutsal mekan altında büyüklerimizle aynı safta yer almak ve cemaate hutbeler okuyan hoca
efendileri ders dinler gibi dinlemek bizleri çok mutlu ederdi.
Gerçekten imamların okuduğu hutbelerde insanların birbirlerine yardım etmeleri, komşu açken senin
tok gezmen. Fakir fukaraya gönlünüzü ve kapınızı açın, kibirden kaçının, lüks yaşamından uzak durun
gibi önemli açıklamaları hiçbir zaman kulaklarımdan silinmemiştir.
Çocukluk yıllarımda dinlediğim ve o hutbeleri okuyan mütevazi cami imamlarının söylemleri ile
bugünün lüks hayatına kavuşmuş Diyanet işleri başkanının yaşantısı ve söylemleri toplumumuzu
gerçekten çok şaşırtmış durumda.
Gerçi cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’ itibardan tasarruf olmaz ‘’ sözünü öyle
zannediyorum ki din adamları dahil tüm yöneticiler örnek almış durumda. Düşünün bir kere
günümüzde tüm kamu kurumlarında da, bakanından, bakan yardımcılarına, daire başkanlarından
neredeyse şube müdürlerine kadar lüks arabalar kullanılıyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu ekonomik sıkıntı, diğer taraftan vatandaşların açız diye göz yaşı
dökmeleri de, yöneticileri hiç etkilememiş olacak ki şatafatlı yaşam bütün hızıyla devam ediyor.
Öyle ki nüfusları 30 bin ile yüz küsür bin olan küçük ilçe belediye başkanlarının sürdürdüğü şatafatlı
yaşam hala gündemin birinci sırasını işgal ediyor. Hem öyle ki, kurdukları şatafatlı yaşamların
örneklerini ancak padişahlık dönemlerinde saraylarda görülürdü.
Çok değil, daha 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerden sonra koltuklarını kaybeden bazı Ak Partili
Belediyelerde ortaya çıkan şatafatlı yaşam tarzları gerçekten halkımızın büyük bir bölümünün dilini
ısırtmış durumda.
Peki, gelelim son günlerde gündemin ilk sıralarını işgal eden Diyanet İşlerindeki şaşırtıcı olaya. Diyanet
işleri milletimizin ve halkımızın dini duygularını geliştiren, birbirleri ile olan bağların güçlenmesine
sağlayan, saygı ve sevgiyi öğreten, özellikle yardımlaşmayı öneren, fakir fukaraya yardım ve gereken
önemli değerleri aşılayan bir kurum olarak hep belleklerimizde yer alır.
Ancak son yıllarda bazı imamların ve özelliklede Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş’ın, konuşma, tutum ve
davranışları toplumumuz da şaşkınlıkla karşılanmış durumda.
Diyanet’in, siyasetle yakından uzaktan hiç alakası olmamasına rağmen, hatta hiç uğraşmaması
gerekirken Diyanet’e bağlı camilerde hutbe okuyan imamlar alenen siyaset yapmaya başlamış
durumda.
Özellikle, bugüne kadar görev yapan 18 Diyanet işleri başkanları arasında sonuncu olan Ali Erbaş’ın,
hutbelerdeki konuşmaları, özellikle Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün elinde kılıçla Minber
merdivenlerindeki görüntü vermesi ve siyasi içerikli konuşmaları son derece hayretle karşılanmıştı.
Bunlarda yetmez gibi, toplumumuza örnek olması gereken kişinin, yaşantısındaki lükse düşkünlüğü de
son derece dikkatleri çekmeye devam ediyor. Gerçekten toplumumuz tarafından saygı gösterilen ve
örnek alınması gereke Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’ın bütçe harcamaları ve bindiği lüks araçların
görüntüsü gerçekten kendisinin olduğu kadar başında bulunduğu kurumu da yıpratıyor gibi geliyor
bana.
Neden yıpratmasın ki, mütevazi hayata sahip olması gerekirken, üstelik ülkemiz bu kadar çok
ekonomik sıkıntı ile boğuşurken, özellikle Hazine ve Maliye bakanı Şimşek’in tasarruf tasarruf diye
bağırırken, senin sayısız lüks araçlara binmen ne kadar doğru acaba.
Ne olur sanki 7 lüks araç yerine bir tane mütevazi araca binsen, siyasetçilere ve bizlere örnek olsan
fenamı olur? Neyiniz eksilir? Halkın içinde dolaşırken, halk sizi mütevazi bir araçla görse dahamı taktir
alırsın, yoksa eleştirilir misin başkanım? Bence garajlarınızda bekleyen 6 lüks aracınızı verin hazineye
irad kaydedilsin. Eminim ki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu konu ile ilgili gerekeni yapar.