NOKTA.
ERDEM NOYAN.
Ne mal varlığıymış meğer. Şimdi ayıkla pirincin taşını. Yerel seçimlere bir kala siyasetin bir numaralı
maddesi haline geldi mal varlıkları konusu. Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Mansur Yavaş
bombayı ortaya attı ve çekiliverdi kenara.
Belki iyi yaptı da böylece merak edilen bir konu ortaya çıktı. Ayrıca, merak edilen bazı siyasilerin ne
kadar mala sahip olduklarını bu millet öğrenmiş oldu. Ancak yetmez yüzlerce belediye başkan adayları
ve meclis üyeleri göreve başlayacak, onlarda vakit geçirmeden mal varlıklarını açıklamalıdırlar.
Bu nedenle bunu insani duygu, ya da “canım isterse” den çıkarıp yasal hale getirmek lazım. Bir aday
siyasete soyunuyorsa ilk şart mal beyanını açıklamak olmalıdır. Aksi taktirde Turgut Altınok’un
açıkladığı, biraz sayısı fazla gayri menkulde olduğu gibi vatandaşın “vay be” çıkışına maruz kalır.
Bu nedenle maalesef kirlenmiş siyasi yapımızda ki, bunu bütün siyasetçilerin hemen hemen hepsi
itiraf ediyor. O taktirde, bence bu yerel seçim milat olmalı ve ‘’vay be‘‘ ler son bulmalı, böylece
yıllardır gizli tutulan malların daha da kabarmadan “vay be” le re de maruz kalmadan ortaya
konmalıdır.
Gelelim günün konusu olan, hatta seçim salvolarının da önüne geçen Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığına aday olan Keçiören Belediye başkanı Turgut Altınok’un mal varlığına. Gerçekten
açıklanan mal varlıkları orta halli bir babanın çocuğu olan bir ismin bu kadar kısa ömre nasıl bu kadar
malı sığdırdığıdır.
Kimsenin gözü olmamalıdır. Uyanık, ticarete kafası çalışan bir kişi, ömrü içinde mallarının sayısı ve
değerini artırabilir, hele bu isim kıymetli bir yöneticiyse. Bu iş bir kat daha kolay olur. Nitekim 67 adet
gayrimenkule sahip olduğunu açıklayan Turgut Altınok başkentin önemli bir semtinin belediye
başkanıdır. Bu nedenle sahip olduğu arazilerini kolayca imar geçirip, tabi ki bu kadar mala sahip
olabilir.
Ancak burada esas olan her gayrimenkule sahip olan bir vatandaş elindeki bir iki dönümlük arazisini
kolayca imar geçirtip değeri bu kadar çok mala sahip olabilir mi? Esas üzerinde durulması gereken
konu bu.
Yoksa tabi ki imar geçmemiş alanda arsası bulunan bir vatandaş sahip olduğu arazisini imar geçirtip
çok kat ya da kıymetli arazi haline kolayca getirebilir, tabi getirebilirse bu mümkün. Yani demek
istediğim sade bir vatandaş kolayca bu imkanlara sahip olabiliyor mu?
Mesele ben, elimde bir dönüm arazim olsa ve bu arazim de imar dışında olsa hiçbir zorlukla
karşılaşmadan, bu arazimi kolayca imardan geçirebilir miyim ve istediğim gibi çok katlı ruhsat alabilir
miyim? Bence çok zor.
Hatta bunun için yıllarca uğraşmam gerekebilir. Bence bu mümkün değil işte esas sorun burada, sade
vatandaşın kolayca alamadığı bu ruhsatı ünlü bir siyasetçi kolayca alıp minare gibi rezidansları arka
arkaya dikebiliyor, işte esas mesel burada.
Bunları yazarken kimseyi suçlamak için söylemiyorum, demokratik bir ülkede herkes hür iradesiyle
ticaret yapabilir, değerlerine değer katabilir ama iş ünlü isimler ve siyasetçilere gelince maalesef biraz
şimşekleri üzerine çekebiliyor.
Hele bu isim iktidar partisinden üstelik belediye başkanı olursa bir kat daha dikkatleri üzerine
çekebiliyor. Burada da iş biraz öyle olmuş ve Turgut Altınok’un mal varlığı “vay be” dedirtmiştir.
Ama nasıl çekmesin? 183 adet daireden 67 ( 1+1) daire, 12 dükkan, bu beyanlara daha otomobil ve
bankada bulunan paralarda eklenmemiş durumda. Şunu da bilemeyiz doğrusu, acaba sayın Altınok’un
ve ailesinin bindiği hiç oto ve günlük harcayabileceği bankada hesabı yok mu? bunlar açıklanmayınca
doğrusu biraz kuşku yarattı.
Bir başka konu daha var, CHP’nin geçen dönem Ankara Milletvekilliğini yapan ve Meclis’in araştırmacı
vekili olan Dr. Servet Ünsal çok ciddi bir iddiayı ortaya attı, bunu sayın Altınok’un cevaplandırması
gerekir bence. Vekil Servet Ünsal “Turgut Altınok, mal Allah’ın diyerek mal varlığını gizlemişti. Bugün
açıkladı, sayfalar dolusu mal babamdan kaldı diyor. Babası Bala’da pancar yüklü kamyonların ağırlığını
ölçen bekçi idi” diyerek ortaya cevaplandırılması gerek bir bomba koydu. Valla ben söylemiyorum.
CHP Milletvekilinden bana gelen notta öyle yazıyor.
