https://www.internethaberciler.com/files/uploads/user/88a8871c1d2ca3b035772f10bee42950-90d5903b6b35ac7b1568.png
Mehmet Çatakçı

DİNİ SİYASETE BULAŞTIRANLARA NEDEN GÜVENİLMEZ.....

23-03-2024 08:38


Mehmet Çatakçı
Türkiye'yi yönetenler yeni bir Anayasa ihtiyaç olduğunu savunuyor.
Ben buna katılıyorum..
Hem de Anayasanın değişmez maddelerine şu madde de eklenmeli.
'Dini Siyasete karıştıran parti derhal kapatılmaldır...
İlgililere siyaset yasağı getirilerek,yargı önünde hesap verecektir.'
Bu madde ile Türkiye rahat nefes alacak din kisbesi altında her türlü pisliği yapan
siyasetçi,bürokrat bağımsız yargı önünde hesap vetmelidir.
Tarih boyunca Müslüman toplumların hemen tamamında din-siyaset ilişkisi,
toplumsal kırılmalarda her zaman etkili olmuştur. İlahi mesaja muhatap olan
insanlar açısından din, hayatı kuşatan bir belirleyiciliğe sahip olmakla birlikte, belli
dönemler hariç, çoğu kez siyaset dini kontrol eden bir mekanizmaya dönüşmüştür.
Bütün tarihsel süreçlerde yaşanan tecrübeler göstermiştir ki dinin siyasi
mücadelelerde adeta bir aparat olarak kullanıldığı dönemlerde, dinin mesajı
siyasetle gölgelendiği için hem dinle hayat arasındaki uçurum derinleşmiş hem de
Müslümanlar tarifi imkansız savrulmalar yaşamışlardır.
Maalesef günümüzde de din-siyaset ilişkisi çok farklı değil, hatta şimdi daha da
kıyıcı bir siyaset ablukası yaşanıyor. Öyle ki günümüzün dindarları, hayatlarını
dinin mesajına göre değil, vicdanları yaralayan ve dini siyasete indirgeyen kirli bir
zihniyete göre tanzim ediyorlar.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok, ülkemizde son on yılda yaşananlara bakmak bile
yeterli olacaktır.
Meseleye Türkiye örneğinden baktığımızda gördüğümüz manzara ne yazık ki içler
acısıdır. Çünkü günümüzün dindarları, ne yazık ki hayata sadece siyasetin ve
ideolojik kimliklerin penceresinden bakar hale geldikleri için, Kur’an’ın kesin bir
dille yasakladığı bütün kötülükleri siyaset diliyle tevil ederek dinle asla örtüşmeyen
bir hayat tarifi yapmaktadırlar.

Peki neden şimdi, öncelikle yalan söylemeyen, yolsuzluk yapmayan, hakka-
hukuka riayet eden, herkese adaletli davranan insanların ‘dindar’ olması gerektiği

aklımıza gelmiyor?
Çünkü bugün siyaseti hayatlarının merkezi haline getiren dindarların önemli bir
bölümü bu meziyetlerle değil, sadece belli dini ritüellerle, yani görsel bir dindarlıkla
anılmayı tercih ediyor.

Dini ve dindar insanı bırakalım rahat yaşasın.ibadetini düzgün yapsın.Hiç bir siyasi
akıma kapatılmadan inandığı kitaba göre yapsın..
DEPREM BÖLGESİNDE YAŞANAN YANLIŞLARDAN VAZ GEÇİLMELİ....
Deprem bölgesinde yaşayan ve hala büyük felekete rağmen istihdama katkı
sağlayan iş insanlarına kulak verelim...
Feleketin yaşandığı anlarda verilen acil kararlar yeniden gözden geçirilmelidir.
Hasar tesbitlerindeki yanlışlıklar.Ağır hasarlı binaya hafif hasarlı diye verilen
raporlar.
İş insanı nın iş yeri yıkılmış başka yerde iş yeri aşmış bir insana teşekkür
edeceğimize adres değişikliği için 7600 tl ceza geliyor.Bu nasıl bir vurdum
duymazlık.
Teşvikler yeniden gözden geçirilip ihtiiyaca göre ayarlanmalıdır.

Neler Söylendi?