https://www.internethaberciler.com/files/uploads/user/88a8871c1d2ca3b035772f10bee42950-90d5903b6b35ac7b1568.png
Mehmet Çatakçı

HUKUK EGEMEN OLMADIKÇA HER İŞ YARIM SAYILIR…

17-12-2023 15:12


Mehmet Çatakçı
Ben hep hukukun üstünlüğünü savunup,hukuk olmayan devletler yönetilemez
ve çöker demişimdir.
Son dönemde ahlaki çürüme ve yozlaşmanın ortaya çıkardığı öylesine bir kirlilik
yaşıyoruz ki bu durumu normal bir akılla izah etmek ne yazık ki mümkün değil.
Normal bir hukuk devletinde asla konuşulması bile düşünülmeyen bir kirlilik var ama
devletin kurumları dahil herkes sadece seyrediyor. Özellikle son beş yılda yaşanan
hukuksuzlukları, sokakları istila eden uyuşturucu trafiği ve baronların
hesaplaşmalarını, ortalığa saçılan kara paraları alt alta topladığımızda kelimenin tam
anlamıyla korkunç bir manzara ortaya çıkıyor.
İşte en son ‘Fatih Terim Fonu’ olarak bilinen futbol dünyasının ‘saadet zinciri’nde iç
edilen milyon dolarlar… Sahtekarla tamahkarın bir araya geldiği skandalda
yaşananlar, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan karanlık filmlere taş
çıkartacak kadar vahim.
İşin içinde vergiden kaçırılan milyon dolarlar var, kayıt dışına çıkarılan büyük
meblağlardaki paraların ‘tefeci’ sermayesi olarak kullanılmak üzere toplandığı
iddiaları var… Ama paraların kimlere gittiği de belli değil.
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Dilan-Engin Polat çifti üzerinden gündeme gelen
bir ‘şımarık zenginlik’ hikayemiz var. Gerçeğin aslı nedir henüz bilmiyoruz, sanıldığı
gibi sadece bir ‘şımarıklık’ filminden ibaret midir, yoksa arkasında başka karışık işler
mi vardır belki zamanla öğreneceğiz ya da hiç öğrenemeyeceğiz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Fatih Terim Fonu’ olarak gündeme gelen
dolandırıcılık davasına tepki göstererek Bahçeli’nin sözlerinin altına imzamı
atıyorum, kesinlikle bu ülkenin toplumsal ve siyasi bir arınmaya ihtiyacı var. Hukuk
devletinde kim dolandırıcılık yapmışsa, kim yolsuzluğa bulaşmışsa, kim mafyatik
ilişkilerle toplumun huzurunu kaçırmışsa, kim birilerinin malına çökmüşse ve de kim
cinayet işlemişse yargı önünde hesap vermek zorundadır. Zira hukuk devletinde işler
böyle yürür ve de böyle olmak zorundadır.
Ama ne yazık ki bu ülkede hukuk dışına çıkanlardan, gerçek anlamda hesap
sorulamadığı için her zaman yaptıkları yanlarına kar kalıyor ve hiçbir şey olmamış
gibi ayın yolda yürümeye devam ediyorlar.
Eğer bir hukuk devleti olsaydık Türkiye, kara para aklama, yayılma ve
 “Toplumsal arınma, siyasi aklanma artık ertelenemez” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin sözlerinin altına imzamı atıyorum, kesinlikle bu ülkenin toplumsal ve
siyasi bir arınmaya ihtiyacı var. Hukuk devletinde kim dolandırıcılık yapmışsa, kim

yolsuzluğa bulaşmışsa, kim mafyatik ilişkilerle toplumun huzurunu kaçırmışsa, kim
birilerinin malına çökmüşse ve de kim cinayet işlemişse yargı önünde hesap vermek
zorundadır. Zira hukuk devletinde işler böyle yürür ve de böyle olmak zorundadır.
Ama ne yazık ki bu ülkede hukuk dışına çıkanlardan, gerçek anlamda hesap
sorulamadığı için her zaman yaptıkları yanlarına kar kalıyor ve hiçbir şey olmamış
gibi ayın yolda yürümeye devam ediyorlar.
Eğer bir hukuk devleti olsaydık Türkiye, kara para aklama, yayılma ve terörizmin
finansmanına karşı yeterli mücadele vermediği için Mali Eylem Görev Gücü (FATF)’ın
‘gri liste’sinde yer almazdı.
Eğer bir hukuk devleti olsaydık, memleketin sokakları uyuşturucu baronlarının
hesaplaşma alanına dönüşmezdi.
Eğer bir hukuk devleti olsaydık, kimse eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’i
Ankara’nın göbeğinde güpegündüz öldürmeye cesaret edemezdi. Ama öldürüldü ve
arkasındaki güçleri hala bilmiyoruz…
Eğer bir hukuk devleti olsaydık, ülkede her türlü kirli işlere bulaşanların siyasetçilerle
çektirdikleri boy boy fotoğraflar böylesine ortalığa saçılmazdı… Neyse ki şimdi bu
kirliliklerle mücadele eden bir İçişleri Bakanımız (Ali Yerlikaya) var, buna da şükür.
Eğer bir hukuk devleti olsaydık, Türkiye Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün ‘Yolsuzluk
Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 101. Sırada
Eğer bir hukuk devleti olsaydık, anayasamızda değişiklik yaparak iç hukukumuzun bir
parçası haline getirdiğimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları
konusunda ‘tanımıyoruz da uygulamıyoruz da’ diye meydan okumazdık.
YENİ MODA SAVCI ODASINDA RESİM ÇEKTİRMEK…
Türkiye nelerle uğraşıyor.
Savcı odasına girmiş bir avukat öyle bir poz veriyor ki bu poza karşılık da şunu
diyiyor. Ben kazanırım.
Demek ki bundan sonra davası olan vatandaş böyle avukat arayacak. Nerden nereye
geldik beyler.
Ben utanıyorum…

Neler Söylendi?