Gazeteci yazar Fatih Altaylı bugünkü köşesinde "Sağ siyasette ilke ayak bağı mı" başlıklı yazısını kaleme aldı.
İŞTE FATİH ALTAYLI'NIN YAZISI
Son zamanlarda giderek daha iyi anladığımı düşündüğüm bir durum var.
Sağ seçmenin, ister merkezde olsun ister sağ uçta, lider olarak bellediği kişilerden de, siyaseten kendini yakın hissettiği partilerden de “tutarlılık” beklentisi yok.
Sağ seçmenin büyük çoğunluğu “taraftarı” olduğu siyasi görüşün ve bu görüşün temsilcilerinin dün ak dediğine bugün kara, dün doğru dediğine bugün yanlış demesinden rahatsız değil, buna ilkesizlik gözü ile bakmıyor.
Nabza göre şerbet, duruma göre hareket, konjonktüre göre tavır alması bir grup seçmene son derece doğal ve hatta belki de doğru geliyor.
Bu durum AKP’de zirveye çıkarken, diğer sağ partilerde de durum çok farklı değil.
Seçmenlerinin önemli bir bölümü buna pek takılmıyor.
Bunun son örneğini bugünlerde “milliyetçi” olarak tanımlanan ama muhalefette imiş gibi görünen iki partide bir kez daha görüyoruz.
İYİ ve Zafer.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, 4 senedir “evladım” diyerek bağrına bastığı, otobüs damında kol kola miting yaptığı, 1 yıldır cumhurbaşkanı olması için uğraştığı, ülkeyi yönetmeye layık gördüğü ve aklına cumhurbaşkanlığını soktuğu bir siyasetçiyi, Ekrem İmamoğlu’nu “öküzün ölüp ortaklığın bozulduğu” günden bu yana neredeyse hakarete varan bir tonda eleştiriyor.